TR22 Güney Marmara Bölgesi Tarım Araştırma Raporu

Sektör Raporları
  • 2681 Okunma
  • 302 İndirme

Özet

İnsanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için karşılanması gereken temel ihtiyaçlarından olan beslenme, giyinme ve barınma gereksinimi devam ettikçe, önemini yitirmeyecek olan tarımı çok farklı ifadelerle tanımlamak mümkün ise de temel olarak, toprağı ve genetik materyali kullanarak, bitkisel ve hayvansal ürünler üretilmesidir. Daha geniş bir ifadeyle, bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, üretilen ürünlerin kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, bu ürünlerin uygun koşullarda muhafazası, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanmasına tarım denir. Tarım, çiftçiler açısından ekonomik bir faaliyet ve iş alanı olarak görülürken, farklı üreticilerin aynı materyali kullanarak farklı ürünler elde edebilmesi, yani öznelliği yönüyle sanat, teknik ve teknolojinin kullanılabilmesi ve uygulamaların denenebilmesi ve gözlenebilmesi açısından da tarım bir bilimdir. Tarımı piyasadaki karar birimlerinin bakış açılarıyla değerlendirecek olursak, tüketiciler için tarımın önemi tartışılmaz. Tarım, bireylerin hayatlarını sürdürebilmeleri ve bunun ötesinde dengeli beslenmeleri için alternatifsizdir. İnsan yaşamında gerekli olan protein, yağ ve karbonhidratı sağlayan gıdaların tamamına yakını tarımsal üretimlerden sağlanmaktadır. Giyim açısından değerlendirildiğinde, gelişen teknolojiyle birlikte birçok giyim eşyası doğal olmayan sentetik maddelerden yapılmakta ve farklı özelliklerinden dolayı tüketiciler tarafından tercih edilmektedir. Tüketici tercihlerindeki sentetik eğilimine rağmen pamuk ve ketenli doğal kumaşların tüketim oranı tüm talebin yaklaşık yarısını oluşturmaktadır (DPT, 2001). Devlet açısından bakıldığında bir yandan toplumun beslenmesindeki katkısı, diğer yandan üretime, istihdama, dış ticarete, sanayiye ve milli gelire katkılarıyla da ülke ekonomisi için önemli bir sektördür (Cankurt, 2002). 2011 verilerine göre üretilen tüm ürünlerin parasal karşılığı olarak bilinen GSMH’nın %8 gibi küçük bir bölümü tarımdan sağlanıyor olsa da istihdamdaki payı ve entegre sektörlerin üretimleriyle bu değer oldukça yükselmektedir (TUİK, 2011a). Bu nedenlerle tarım her ülke için stratejik ve yadsınamaz bir konuma haizdir. Son olarak üreticiler cephesinden konu ele alınırsa, en temelde ülke nüfusunun yaklaşık %25’i geçimini tarımdan sağlamaktadır. Yine 5,2 milyon kişi ile ülke istihdamının yaklaşık %25’i tarımdan sağlanmaktadır. Bu orana kabaca tarıma dayalı sanayi ve ulaştırma sektörlerinin de eklendiğini düşünecek olursak bu oranın katlanacağı açıktır. Önemli ve vazgeçilmez olan tarım sektörü, coğrafi bölgelere göre oldukça farklılık göstermektedir. Bu farklılık iklim, rakım ve toprak yapısı gibi doğal çevre faktörlerinden kaynaklanabileceği gibi, sosyo-demografik ve kültürel faktörlerin yanında bölgeler arası gelişmişlik farklarından da kaynaklanabilir. On yıllardır, Türkiye’de bölgeler arası gelişmişlik farklarının dengeli bir yapıya kavuşturulması, bölgesel ve yerel kalkınmanın hızlandırılması ve sürdürülebilir dengeli bir gelişmenin sağlanması için çeşitli politikalar uygulanmış ve stratejiler denenmiştir. Bunların başında, çeşitli büyüklükteki bölgeleri hedef alan bölge planları yer almaktadır. Bölge planları, kalkınma planlarının hedef ve stratejileri çerçevesinde bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması, geri kalmış yörelerde yaşayan nüfusun refah düzeyinin yükseltilmesi, metropollere büyük yük getiren göç eğilimlerinin istikrarlı bir dinamiğe kavuşturulması, plansız kentleşme nedeniyle oluşan sorunların çözüme ulaştırılması amacıyla bölgelerin özellikleri, farklılıkları, gelişmişlik düzeyleri ve temel sorunları ile potansiyellerinin belirlenmesine yönelik olarak merkezde hazırlanmaktaydı (TKB, 2005). Diğer yandan sektörel planlama Türkiye’de, ulusal bazda hazırlanan Beş Yıllık Kalkınma Planları (BYKP) kapsamında yapılmaktaydı ve bu çerçevede günümüze kadar yapılan tarımsal planlamalar merkezi planlama şeklinde olmuştur. Tarım da diğer sektörlerde olduğu gibi ulusal planlama ile yönlendirilmekteydi (GTHB, 2007a). Ancak, çoğu zaman kalkınmada öncelikli yöreleri hedef alan destek uygulamaları, organize sanayi bölgeleri politikası, yatırımlarda devlet yardımları ve kırsal kalkınma projeleri ile birlikte yürürlüğe konulan bölge planları, bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasında ve hedeflenen gelişme düzeyini ve ortamını oluşturmada beklenen etkiyi doğuramamıştır (TKB, 2005). Kaynak sorunu ve bölgesel gelişme alanındaki kurumsal yapının yetersizliği gibi nedenlerden dolayı bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması ve bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmenin sağlanmasında istenen seviyeye ulaşılamamıştı. Konunun Önemi Yerel ve bölgesel gelişmeyi hızlandırmaya odaklı kalkınma birimleri konumundaki oluşumlar ihtiyaç haline gelmiştir. Kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak üzere oluşturulacak Kalkınma Ajanslarının kuruluş, görev ve yetkileri ile koordinasyonuna ilişkin esas ve usulleri düzenlemek üzere, Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun, 25.01.2006 tarih ve 5449 no ile kabul edilerek, 08.02.2006 tarihli ve 26074 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Balıkesir ve Çanakkale illerinin kalkınması ve yukarıda sayılan faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi amacıyla TR22 Bölgesinde, Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) kurulmuştur. GMKA Balıkesir ve Çanakkale’yi kapsayan TR22 Bölgesinde, kalkınmada öncelikli alanları ve enstrümanları belirleyecek ve karar vericilerin kullanımlarına sunacaktır. Özetle, bir sistemin gelişmesi ve kalkınması özellikle de sosyolojik alanlarda sistemi oluşturan unsurların kalkınması ve gelişmesine bağlıdır. Aynen öyle de ulusal kalkınmanın sağlanması için bölgesel; bölgesel kalkınmanın sağlanması için de il bazında kalkınmayı gerçekleştirmek tahminlerin üzerinde bir öneme sahiptir. Çalışmanın Önemi Kalkınmanın ve gelişmenin sağlanması için yapılması gerekenlerin başındaki ilk aşama, genellikle durum tespiti aşamasıdır. Farklı bir ifadeyle, “durumumuz nedir? Hangi özelliklerimiz güçlü, hangilerinin ise geliştirilmesi gerekmektedir? Gelişmeler neleri fırsat haline getirirken, neler ise gelişmeyi tehdit eder? Yapısal özellikler ve potansiyeller nedir? Sorunlar nelerdir ve nereden kaynaklanmaktadır?” gibi sorulara cevap aranması ile kalkınma projelerinin ön çalışmaları başlamaktadır. Varmak istenilen noktaya ulaşılabilmek için bulunulan noktanın bilinmesi önemlidir. Çalışmanın Amacı Bu çalışma ile Balıkesir ve Çanakkale illerinin içinde bulunduğu TR22 Bölgesinin kalkınmasının, gelişiminin gerçekleştirilebilmesi için yapılacakların belirlenmesinde bir ön çalışma niteliğindedir. Dolayısıyla, bu çalışmanın TR22 Bölgesinin kalkınma ve gelişim stratejilerinin oluşturmasında önemli bir rolü olacağı açıktır. Buradan hareketle araştırmanın amacı, söz konusu iller için büyük öneme sahip olan tarım sektöründe mevcut durumun ne olduğu, sorunların neler olduğu ve çözüm yollarının neler olabileceği konusunda ipuçları elde edilmesidir. Çalışmanın Kapsamı Çalışma 2012 yılında Balıkesir ve Çanakkale illerinde yürütülmüştür. Durum tespitine yönelik açıklayıcı bir araştırmadır. Bu çalışmanın kurgulanmasında özellikle sorunların belirlenmesinde, bizzat sorunu yaşayan paydaşların düşüncelerinin alınması, bakış açılarının yakalanması hedeflenmektedir. Bu kapsamda çalışma üç temel aşamada gerçekleştirilmiş ve sonuçlar rapor halinde GMKA’ya sunulmuştur. Aşamaların ilki tarımla ilgili kamu kurumları, özel sektör, tarımsal örgütler ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) bir araya getirilerek ilin mevcut durumunun, öncelikli sorunlarının ve çözüm yollarının tartışıldığı çalıştaylardır. Çalıştaylardan elde edilen veriler ile ikinci aşamada, bölgedeki uygulanan alan çalışmasının temellerini oluşturmuştur. Çalıştaylardan elde edilen veriler çiftçi anketlerinin hazırlanmasında kullanılmıştır. Gelinen aşamada elde edilen verilerin analizleriyle biriktirilen bilginin sınanması, eksikliklerinin giderilmesi, bulgulardaki aydınlanmamış yönlerin tartışılması amacıyla, sektör temsilcileri, konunun uzmanlarıyla derinlemesine mülakatlar yapılmıştır. Detaylar bu bölümün devamındaki Materyal ve Yöntem bölümünde verilmiştir.
  • Hazırlayan / Koordinatör *

    Güney Marmara Kalkınma Ajansı

  • Yayın Yılı

    2013

  • Belge İçeriği
    290 Sayfa
    31.68 MB