Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi'nde Kırsal Kalkınma Araştırma Raporu

Sektör Raporları
  • 90 Okunma
  • 78 İndirme

Özet

2021-2023 yıllarını kapsayacak şekilde hazırlanan “Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi”ne göre; kırsal kalkınma, çok sektörlü ve birden çok düzeyli mekânsal yapıya sahip yatay bir politika alanı olarak kırsal alanda yaşayan fertlerin ekonomik ve sosyal refahı ile yaşam kalitesini artırma sürecidir (UKKS, 2021). Kırsal kalkınma anlamında yürüttüğü değerli çalışmalar ile tanınan M. J. Moseley ise kırsal kalkınmayı daha yalın bir şekilde “kırsal yerleşim yerlerindeki insanların yaşam kalitesini ve ekonomik refahını iyileştirme süreci” olarak tanımlamıştır. (Moseley, 2003) Kırsal yerleşim yerleri; Türkiye’de ve Dünyada başta bitkisel ve hayvansal üretim olmak üzere canlı yaşamı için vazgeçilmez olan değerlerin üretildiği/oluşturulduğu alanlardır. Öte yandan, insan yaşamının sürdürülebilirliği açısından büyük önemi olan kırsal yerleşim yerlerindeki nüfus sürekli azalmakta ve bu durum özellikle gıda zinciri bağlamında her geçen gün büyüyen bir tehdide dönüşmektedir. Somutlaştırmak gerekirse, 1960 yılı itibarıyla dünya nüfusunun %66’sı kırsal yerleşim yerlerinde yaşamakta iken bu oran 2022 yılı itibarı ile %43’e düşmüştür. Aynı istatistiklere göre Türkiye nüfusunun %68,48’i kırsal yerleşim bölgelerinde yaşamakta iken söz konusu oran 2022 yılı itibarı ile %22,98’e düşmüştür.(Data-Worl Bank, 2023) İlgili istatistikler incelendiğinde, Türkiye’de kırsal yerleşim yerlerindeki nüfus azalışının dünyadaki azalışa kıyasla dramatik bir düzeyde gerçekleştiği görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023)  ile Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) verilen görev doğrultusunda yapılan güncel sınıflandırmaya göre ise; 2022 yılı sonu itibarı ile Türkiye nüfusunun %67,9’u yoğun kent, %14,8’i orta yoğun kent, %17,3’ü ise kır olarak tanımlanan yerleşim yerlerinde yaşamaktadır. (TÜİK, 2023) 2022 yılı TÜİK verilerine göre, TRA1 Düzey 2 Bölgesi’nde nüfusu 20 binden düşük olan ve kırsal yerleşim yeri niteliği taşıyan 19 adet ilçe merkezi bulunmaktadır (Tablo 1). Bayburt ve Erzincan illerinin merkez ilçeleri hâricindeki tüm ilçeleri kırsal yerleşim yeri niteliği taşırken, Erzurum ilinde ise 9 ilçe kırsal yerleşim yeri niteliği taşımaktadır. Ayrıca, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan illerden birisi olan Erzurum, büyükşehir belediyesi statüsünde olup ilde bulunan köyler ve beldeler “kırsal mahalle” olarak değerlendirilmektedir. Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti On Birinci Kalkınma Planı’nın (2019-2023) 2.4.6. Kırsal Kalkınma Başlığı altında yer alan 711.1 numaralı tedbiri kapsamında kırsal istatistiklerin il ve ilçe bazında üretilmesi için kırsal alan tanımının Avrupa Birliği ile uyumlu hâle getirilmesi çabası çerçevesinde TÜİK tarafından gerçekleştirilen kentleşme derecesi çalışmasına göre; Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan ilçelerden 23 tanesinin kır olarak sınıflandırıldığı görülmektedir. Söz konusu çalışmaya göre; Bölgedeki 2 ilçe (Kemah ve Kemaliye) “çok düşük yoğunluklu kır”, 5 ilçe (Çayırlı, İliç, Tercan, Demirözü ve Otlukbeli) “kır”, 16 ilçe (Çat, Hınıs, İspir, Karayazı, Narman, Pasinler, Olur, Refahiye, Şenkaya, Tekman, Tortum, Aydıntepe, Karaçoban, Uzundere, Pazaryolu ve Köprüköy) ise “düşük yoğunluklu kır” olarak sınıflandırılmıştır. Ancak kent-kır ayrımını yeni metrikler üzerinden ele alan söz konusu çalışma kapsamdaki ilçe bazlı istatistikler, bu raporun hazırlandığı dönemde TÜİK tarafından henüz yayımlanmamış olduğundan ötürü çalışma içeriğinde göz ardı edilmiştir. Bununla birlikte ifade etmek gerekir ki; TÜİK’in sınıflandırma ölçülerine göre kırsal alan sınıfında yer almayıp Avrupa Kentleşme Dereceleri çalışmasına göre kır olarak tanımlanan Bölge ilçeleri olan Hınıs, Karaçoban, Karayazı, Pasinler ve Tekman, bu çalışmada yer alan yerleşim yerleri ile “yaşam altyapısı”, “genel ekonomik görünüm”, “mevcut sektörel durum” ve “yatırım ortamı” gibi odak başlıklar bağlamında önemli ölçüde benzerlik göstermektedir. Dünyada kırsal kalkınmaya ilişkin paradigmalar özellikle son 20 yıldır önemli ölçüde değişmiştir. OECD tarafından 2016 yılında yayımlanan “21. Yüzyıl İçin Yeni Bir Kırsal Kalkınma Paradigması” isimli çalışmada(OECD, 2016) da ayrıntılı olarak incelendiği üzere; 2000’li yıllardan günümüze kadar geçen süre zarfında Dünyadaki kırsal kalkınma yaklaşımı; salt fiziksel altyapıyı güçlendirmeyi değil insanların yaşam koşullarını da iyileştirmeyi amaçlayan, kamu-özel sektör-sivil toplum örgütleri ve üniversiteler arasındaki işbirliğini ve yönetişimi merkeze koyan, kırsalda yaşayanları geçim anlamında sübvansiyonlara/dış fonlamaya bağımlı hâle getirmeyen, planlı-programlı, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir kırsal kalkınmayı sağlama hedefine odaklanmaktadır. Söz konusu paradigma dönüşümüne uygun olarak Türkiye’de ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde de sürdürülebilir kırsal kalkınmayı sağlamaya yönelik planlama ve programlama çalışmaları yürütülmektedir. Bayburt, Erzincan ve Erzurum illerini kapsayan Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi için kırsal kalkınma temalı olarak gerçekleştirilen çalışmalara altlık oluşturulması amacıyla hazırlanan “Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde Kırsal Kalkınma” isimli bu rapor; “Giriş”, “Temel Göstergeler Analizi”, “Genel Ekonomik Görünüm”, “Yatırım Ortamı”, “Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Kırsal Yerleşim Yerleri Bağlamında Kalkınmaya Yönelik Öneriler” ile “Genel Değerlendirme ve Sonuç” isimli altı bölümden oluşmaktadır. “Giriş” başlıklı birinci bölümde; kırsal kalkınmanın tanımı yapılarak Dünyadaki, Türkiye’deki ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki kırsal nufus verileri paylaşılmıştır. Ayrıca, raporun çerçevesi ve metodolojisi ortaya koyulmuştur. “Temel Göstergeler” başlıklı ikinci bölümde; Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki idari (mülki) yapı, yaşam altyapısı, nüfus-demografi, sağlık ve öğrenim verileri üzerinden Bölgenin kırsal yerleşim yerlerindeki mevcut durum değerlendirilmiştir. “Genel Ekonomik Görünüm” başlıklı üçüncü bölümde; Bölgedeki mevcut ekonomik görünüme genel olarak değinildikten sonra kırsal yerleşim yerleri sektör odaklı olarak ele alınmıştır. “Yatırım Ortamı” başlıklı dördüncü bölümde; Bölgenin kırsal kalkınma bağlamındaki potansiyelleri ve kırılganlıkları ortaya koyulmuş ve Bölge kırsalındaki yatırım ortamına ilişkin değerlendirmeler (SWOT/GZFT tespitleri) gerçekleştirilmiştir. “Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Kırsal Yerleşim Yerleri Bağlamında Kalkınmaya Yönelik Öneriler” isimli beşinci bölümde, Bölgedeki kırsal yerleşim yerlerinde sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için geliştirilen öneriler; “Genel Öneriler”, “Yaşam Altyapısını Güçlendirmeye Yönelik Öneriler”, “Yatırım Ortamını İyileştirmeye Yönelik Öneriler”, “Göçü Önlemeye/Tersine Çevirmeye Yönelik Öneriler”, “Markalaşma, Tanıtım Ve Pazarlama Faaliyetlerine İlişkin Öneriler” ve “Sektörel Gelişme Odaklı Öneriler” olmak üzere altı alt başlık çerçevesinde sunulmuştur. “Genel Değerlendirme ve Sonuç” bölümünde ise; çalışmada yer alan tespitler ve değerlendirmeler maddeler hâlinde -bir yönetici özeti şeklinde- paylaşılarak rapor tamamlanmıştır. Raporda kullanılan verilerin ve bilgilerin temini kapsamında öncelikli olarak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması Projesi (YER-SİS) verilerinden yararlanılmıştır. Bununla birlikte, ulusal ve bölgesel ölçekli politika belgelerinden de (11. Kalkınma Planı, BGUS, 2022 SEGE, Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi) büyük ölçüde istifade edilmiştir. İlgili veri tabanları ve politika belgeleri aracılığıyla elde edilen verilerin ve bilgilerin saha ile uyumunun teyidi amacıyla çalışmaya konu bütün teknik hususlarda 50’ye yakın paydaş ile mülakat tekniğiyle ayrı ayrı görüşülmüş ve önceden hazırlanan kısa anketler ve bilgi tabloları aracılığıyla yereldeki güncel fiili durum resmî yazışmalardan da yararlanılarak kayıt altına alınmıştır.  
  • Hazırlayan / Koordinatör *

    Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı

  • Yayın Yılı

    2023

  • Katkıda Bulunanlar

    Mubin Burak ÇELİK

  • Belge İçeriği
    91 Sayfa
    5.70 MB